Kahve, Arapçadaki kaffa, Farsçadaki quawah sözcüğünden türemiş,” keyif veren içecek” anlamına gelir.Birçok dilde telaffuzu birbirine çok benzer.
Kahvenin literatürümüzde yerini alması 1250’li yıllarda Şeyh Şazeli’nin kahveyi keşfetmesi ile başlıyor. Hacca gitmek için çıktığı yolculukta denizin zorlu şartları nedeniyle geminin sürüklenmesi sonucu kendisini Yemen’in Moka limanında bulur.Yemen’de salgın hastalıkların bulunması ve Şeyh’in geldiğinin duyulması ile halk şifayı Şazeli’de bulmaya çalışır. Moka emirinin kızının Şazeli’nin kulübesinde kalması ve iyileşmesi sonucunda halkın dedikodularından dolayı Şazeli sürgün edilir.
Aç susuz dağlarda yaşamaya çalışırken Şazeli ağaçlardaki kırmızı taneleri görür. Bir kısmını yiyerek, bir kısmını ise suyun içine atıp içerek hayatta kalır.Şazeli’yi aramaya gelen arkadaşları, Şazeli’nin kırmızı tanelerin suyuyla hayatta kaldığını öğrenince kendileri de içmeye çalışır ve tadına bakar. Rivayete göre hastalıklarına çare bulunur. Duyulan bu rivayet ile birlikte Moka halkı bu kırmızı meyveleri aramaya koyulur.
Moka emirinin affetmesi ve Şazeli’nin tekrar şehre dönmesiyle bu zinde tutan ve hastalıkları geçiren kahveyi halka içirmesiyle birlikte Yemen’de kullanılır hale gelir.Bununla beraber tarikata dönen Şeyh kahveyi uyanık tutma özelliğinden dolayı kullanmaya devam etmiştir.
Comentários